Gezi Günlüğüm #3 | İzmit
Herkese yeni bir gezi yazısıyla merhaba! Açıkçası bu yazıyı sizlerle paylaşmaktan ekstra mutlu olduğumu söylemeliyim. Epey eğlendiğim bir gezi olunca sanırım yazarken dahi etkileri hissediliyor.
Bu yazı yaklaşık olarak iki- üç hafta falan önce yayınlanmış olacaktı ama fotoğrafları arkadaşlarımın telefonlarından çektiğim için ve benim canım telefonuma bir türlü indiremediğimden bu zamana aksadı. Umarım okurken benimle birlikte gezmiş kadar mutlulukla okursunuz.
Bu geziye nasıl çıktığımdan bahsedeyim sizlere öncelikle, 469 sakinleri yani benim canım oda arkadaşlarımdan birisi İzmit'te yaşadığı için bizi evine davet etti ve böylece Mayıs ayı için 3 günlük bir plan yapılmış oldu. İlk gün yorulacağımızı hesaba katarak büyük bir gezme planı içine girmedik.
Sadece Gölcük Sahil'de oturduk. Yazının girişinde bulunan fotoğraf Gölcük Sahil'inden. Sahil oldukça sakindi biz gittiğimizde. Manzarada fotoğraflayamayacağımız kadar güzeldi elbette.
Sahilden bir başka fotoğraf. Benim en çok hoşuma giden yer tam da şu fotoğrafta bulunan yer. Arkadaşıma yürüyüşümüz sırasında "İnsan oraya oturup etrafı seyrettiğinde derdini tasasını birkaç saatliğine unutur. Ne güzel yer." dedim. Şöyle bir dinlenme yeri hepimize gerekli bence bir noktada. En azında kısa sürede olsa bir şeyleri unutturacak güzellikler görmek gerek.
Sahilde biraz yürüyüş yaptıktan sonra ikinci güne daha dingin olmak için eve döndük.
İkinci gün bizim için epey dolu dolu oldu. İlk durağımız beni epey bir sevindiren Kitap Fuarı oldu. Bakınız ispatı ;
Sandığımdan epey kötü pozlar verdiğim için sizlerle yüzümün gözükmediği ve gülerken yüzümü kapattığım bu fotoğrafımı paylaşmak istedim. Şimdi diğerlerini koyup zaman zaman yazıyı kaldırma isteğimi getirmeye gerek yok :D Gelelim fuar detaylarına. Epey bir gezdiğimizi ve her standa yaklaşık 5 kere falan baktığımızı hatırlıyorum.
Hiçbir yayınevinde doğru dürüst bir indirim yoktu. Sadece İş Bankası Kültür Yayınları internet indirimleriyle aynı indirim yüzdesiyle kitaplarını sattığından oradan birkaç hediyelik kitap aldık arkadaşlarımız için. Bir de kendimiz için birkaç bir şey. Onun dışında en iyi kısım sahaf bölümüydü. Sabırlı ve dikkatli biriyseniz çok güzel kitapları çok iyi indirimlerle alabilirdiniz. Ayrıca fuarın diğer güzel yanı tatlış mektup arkadaşımla tekrar bir araya gelmemizdi. İki yıl sonra böyle bir an yaşamak ikimiz için de güzel oldu diye düşünüyorum. Neyse lafı çok uzatmadan,
Benim fuardan kendim için aldıklarıma gelirsek :
Macbeth 'i 8 tl gibi bir fiyata aldım. Dünya Ağrısını da sahaftan 10 tlye aldım. Artık yavaş yavaş Ayfer Tunç kitaplarını tamamlamalıyım diye düşünüyorum. Bunların yanında sevgili Şeymoş'un doğum günü için iki kitap almıştım. Bu yazı sayesinde bir kere daha doğum gününü kutlayayım iyi ki doğdun! Birlikte nice güzel senelere 💜
Bu tatlı ayracı da Dokuz Yayınları standından 1 tlye aldım.
Bunlar da biricik Sümeyye'min bana hediyesi. Set şeklinde defter, kalem (kalemi acayip dandikti o yüzden koymadım) ve rozet şeklinde satılıyordu. Rozet çantamda takılı olduğu için fotoğrafta yok. Fakat RM'in rozetiydi. (defterin sağ en alttındaki beyefendi.) Bir de başka bir şey daha alınca bez çantasını da hediye ettiler. Bunun fiyatı da 10 tlydi sanırım. Şimdi fangirllük damarlarım kabarmadan devam edelim :) Fuardan ayrıldıktan sonra İzmit'in meşhur alışveriş merkezi olan 41 Burda'ya geçtik. Dinlenirken bir de neye denk gelelim? Bahçeşehir Koleji'nin dans gösterisi varmış. Çok güzel bir gösteri hazırlamışlardı gerçekten. Biraz onu izlediken sonra buradan da ayrılıp Lunapark 'a geçtik.
Açıkça söylemem gerekirse lunapark çok ama çok pahalıydı. Bir oyuncağa binmek için bir bilete 8 tl veriyorsunuz. Üzücüüü! İki saat kadar da orada vakit geçirdikten sonra dinlenmek üzere eve döndük.
Üçüncü ve artık son günümüzde de oldukça dolu dolu bir gün geçirdik yine. İlk olarak Seka Park'a gittik. Kahvaltımızı falan orada yaptık. Bir sonraki rotamıza geçmeden normalde planımızda olmayan Seka Park Kağıt ve Bilim Müzesi aklımızı çelince bırakın alışveriş merkezini şurada gezelim deyip çocuklar gibi eğlenerek müzeye girdik.
Müzeye giriş ücretsiz bunu burada belirteyim. Hafta sonları da açık.
Müzenin içini iki şekilde düzenlemişler. İlk kısım kağıt fabrikasının bulunduğu kısmı kapsıyor. Eşyalar, fabrikada bulunan makineler, dosyalar vb. şekilde tam bir müze haline getirmişler. Bakınız fotoğraflarla daha iyi anlaşılacaktır.
Açıkçası bazı kısımlar biraz ürkütücü gözüküyordu ama oldukça iyi düşünülmüş ve topluma yararlı olacak şekilde bilgilendirmelere yer verilmiş. İtiraf edeyim bir sürü fotoğraf çektim ama çoğu şeyi cam fanus tarzı şeylerin içinde sakladıkları için o camdan ben de gözüküyorum ve çekmek istediğim şey arka planda kalmış 😧🙈 Onun için ne yazık ki buraya koyamadım onları ama yolunuz düşerse muhakkak gezip bakın ve özenle eklenmiş notları okuyun.
İkinci kısım ise bilim müzesi. Bilim kısmı da kendi içinde ayrılmıştı. Şu an aklımda kalan tek kısım ışıkla ilgili olan kısım ne yazık ki. Fakat şunu söyleyebilirim ki çocuklar kadar büyüklerin de ilgisini çekecek nitelikte güzel düşünülmüş ve eğlenceli deneysel şeyler bulunuyor. Ben yorgun olduğum için çok fazla detaylı şekilde inceleyemedim fakat aklımda kalan en sevdiğim kısım yamuk oda olan kısımdı. Odanın üst kısmında duranı alt kısmında durandan daha uzun ve büyük gösteren bir oda tasarlamışlar. Biz epey eğlendik. Boş halini ne yazık ki çekmeyi unutmuşum. Gidince emin olun sizin de dikkatinizi çekecek şeylerden olacak. Şimdi yazı gezi yazısı olunca size müze hakkında çok fazla detaylı bilgi de vermem yazıyı uzatacağı için müze hakkında son olarak şunu söyleyebilirim büyük küçük herkesi ilgisini çekecek nitelikte yolunuz düşerse muhakkak uğrayın pişman olmayacaksınız.😉
Müzeden ayrıldıktan sonra ee kızların vazgeçilmezi Outlet mağazaları malumunuz. Kendimizi orada bulduk. Otobüs saatimize az kaldığından biraz gezdikten sonra ayrıldık. Böylece biz gezi maceram daha sona ermiş oldu. Açıkçası gezi hakkında size anlatmak istediğim çok fazla şey vardı fakat yazıyı çok çok uzun tutmak ve sizleri sıkmak istemedim kısa hali bile epey uzun oldu diye düşünüyorum. Umarım sizi sıkmamış ve keyif alarak okumuşsunuzdur. Son olarak bu geziyi benim için çok daha anlamlı hale getiren; Beyza, Sümeyye ve tatlı mı tatlı rehberimiz Süreyya'ya çok teşekkür ederim.💜 Ayrıca bu yazıyı okuyacak mı bilmiyorum ama yanımızda bulunamayan ama kalben hep yanımızda olan Rabia'ya bu yazıyı ithaf ediyorum. Bir gün birlikte gezeceğiz!
Bu son biraz sponsorluk konuşması gibi oldu.😂😂 Neyse efendim böylece bir yazının daha sonuna geldik. Yeni yazılarda, yeni gezilerde buluşmak dileğiyle...
Ayrıca beni instagramda @daisyandbook kullanıcı adıyla bulabilirsiniz.
Açıkça söylemem gerekirse lunapark çok ama çok pahalıydı. Bir oyuncağa binmek için bir bilete 8 tl veriyorsunuz. Üzücüüü! İki saat kadar da orada vakit geçirdikten sonra dinlenmek üzere eve döndük.
Üçüncü ve artık son günümüzde de oldukça dolu dolu bir gün geçirdik yine. İlk olarak Seka Park'a gittik. Kahvaltımızı falan orada yaptık. Bir sonraki rotamıza geçmeden normalde planımızda olmayan Seka Park Kağıt ve Bilim Müzesi aklımızı çelince bırakın alışveriş merkezini şurada gezelim deyip çocuklar gibi eğlenerek müzeye girdik.
Müzeye giriş ücretsiz bunu burada belirteyim. Hafta sonları da açık.
Müzenin içini iki şekilde düzenlemişler. İlk kısım kağıt fabrikasının bulunduğu kısmı kapsıyor. Eşyalar, fabrikada bulunan makineler, dosyalar vb. şekilde tam bir müze haline getirmişler. Bakınız fotoğraflarla daha iyi anlaşılacaktır.
Açıkçası bazı kısımlar biraz ürkütücü gözüküyordu ama oldukça iyi düşünülmüş ve topluma yararlı olacak şekilde bilgilendirmelere yer verilmiş. İtiraf edeyim bir sürü fotoğraf çektim ama çoğu şeyi cam fanus tarzı şeylerin içinde sakladıkları için o camdan ben de gözüküyorum ve çekmek istediğim şey arka planda kalmış 😧🙈 Onun için ne yazık ki buraya koyamadım onları ama yolunuz düşerse muhakkak gezip bakın ve özenle eklenmiş notları okuyun.
İkinci kısım ise bilim müzesi. Bilim kısmı da kendi içinde ayrılmıştı. Şu an aklımda kalan tek kısım ışıkla ilgili olan kısım ne yazık ki. Fakat şunu söyleyebilirim ki çocuklar kadar büyüklerin de ilgisini çekecek nitelikte güzel düşünülmüş ve eğlenceli deneysel şeyler bulunuyor. Ben yorgun olduğum için çok fazla detaylı şekilde inceleyemedim fakat aklımda kalan en sevdiğim kısım yamuk oda olan kısımdı. Odanın üst kısmında duranı alt kısmında durandan daha uzun ve büyük gösteren bir oda tasarlamışlar. Biz epey eğlendik. Boş halini ne yazık ki çekmeyi unutmuşum. Gidince emin olun sizin de dikkatinizi çekecek şeylerden olacak. Şimdi yazı gezi yazısı olunca size müze hakkında çok fazla detaylı bilgi de vermem yazıyı uzatacağı için müze hakkında son olarak şunu söyleyebilirim büyük küçük herkesi ilgisini çekecek nitelikte yolunuz düşerse muhakkak uğrayın pişman olmayacaksınız.😉
Müzeden ayrıldıktan sonra ee kızların vazgeçilmezi Outlet mağazaları malumunuz. Kendimizi orada bulduk. Otobüs saatimize az kaldığından biraz gezdikten sonra ayrıldık. Böylece biz gezi maceram daha sona ermiş oldu. Açıkçası gezi hakkında size anlatmak istediğim çok fazla şey vardı fakat yazıyı çok çok uzun tutmak ve sizleri sıkmak istemedim kısa hali bile epey uzun oldu diye düşünüyorum. Umarım sizi sıkmamış ve keyif alarak okumuşsunuzdur. Son olarak bu geziyi benim için çok daha anlamlı hale getiren; Beyza, Sümeyye ve tatlı mı tatlı rehberimiz Süreyya'ya çok teşekkür ederim.💜 Ayrıca bu yazıyı okuyacak mı bilmiyorum ama yanımızda bulunamayan ama kalben hep yanımızda olan Rabia'ya bu yazıyı ithaf ediyorum. Bir gün birlikte gezeceğiz!
Bu son biraz sponsorluk konuşması gibi oldu.😂😂 Neyse efendim böylece bir yazının daha sonuna geldik. Yeni yazılarda, yeni gezilerde buluşmak dileğiyle...
Ayrıca beni instagramda @daisyandbook kullanıcı adıyla bulabilirsiniz.
Çok güzel bir gün geçirmissiniz. Muzeler ,fuarlar ,parklar ve gün batımı.
YanıtlaSilLunapark Çok pahalı ama 2 saat kalmışsiniz :))
kitap ayracına bayıldım :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim :) Daha güzelleri sizin olsun
SilMerhaba bloğunuzu yeni keşfettim. Ne güzel dolu dolu bir üç gün geçirmişsiniz .
YanıtlaSilSizi takibe aldım. Bana da Uğrarsanız çok sevinirim.
Teşekkür ederim, ben de sizi takibe aldım. Blogunuz çok iştah açıcııı *-*
SilÇok güzel anlatmışsın bebişim. Gezmiş kadar oldum. :) Müzeyi merak ettim doğrusu, ben de gitmek istiyorum. :)
YanıtlaSilMüze gerçekten çok güzeldi. Biz sıkıştırarak gezdik, biraz daha rahat bir günde gezmek şart :)
SilYaaaaa fotoğraflar yine olaaaay💃🏻 Hayatım İzmit’te geçti, bu perspektifi yakalayamadım ama en sevdiğim kısım doğum günümü kutladığın kısım çünkü ben tam bir birthfay girlümmmm 👯♀️ Bayıldım, bol bol gezip bize daha çok anlatman dileğiyle Gonci’m ❤️
YanıtlaSilÇılgın doğum günü kızı seni.😊 İzmit'e gelirken 2 leyleği havada gördüm bakalım daha nereleri ekleyeceğim rotaya 😊😊😊
Silçok dolu bir tatil yazısı olmuş
YanıtlaSilne güzel kitaplar almışsın
izmit değirmendere sahili ve o acı günlere dair anılarım canlandı gözümde maalesef
sen gölcük sahil deyince
sevgiler
Üzücü anılar hatırlatmasına üzüldüm. Ama tarihten silinmeyecek bir olay. Kolay kolay unutulmaz. Umarım çok daha güzel anılar biriktirip kötü anıları ikinci plana atarız 💕
Silkeyifli ve dolu dolu bir gezi olmuş,ne mutlu sana....
YanıtlaSilTeşekkür ederim :)
SilBöyle film ve kitap dolu bloglara bayılıyorum ben. :)
YanıtlaSilBu yazıyı da sevdim! :)
Teşekkür ederim, keyifle okumanıza sevindim :)
SilDolu dolu bir gezi olmuş anlaşılan. Kitap fuarında sahaf standının olması güzelmiş.
YanıtlaSilFuarın en güzel yanı sahaflardı kesinlikle :)
SilTeşekkür ederim. Maalesef fuarlar her yerde öyle onun için internet üzerinden alşveriş yapmaya devam... İkinci fotoğraftaki gibi bir yer herkese şart değil mi? İnsan her şeyi unutur :)
YanıtlaSil