Run On | Dizi Yorumu
Dizinin Adı : Run On
Türü : Romantik
Bölüm Sayısı : 16
Bölüm Süresi : 1 saat 10 dakika
Ülke / Dil : Güney Kore / Korece
Yayın Yılı : 2020-2021
KONUSU :
Ki Sun-Gyeom başarılı bir atlettir. Fakat belli kalıplar içerisinde yaşamaktadır. Yolu bir gün çevirmen olan Oh Mi-Joo ile kesişir ve bu kalıp yaşamını sorgulamaya başlar. Sadece Ki Sun-Gyeom'un değil Oh Mi Joo da hayatında verdiği ödünleri gözden geçirmeye başlar. İkili birbirinin hayatlarını etkileyerek gerçek kimliklerini ortaya çıkaracaktır.
***
Herkese merhabalar! Ayrılmakta zorlandığım bir dizinin yorumuyla geldim. Zira yayınlandığı dönemde keşke abartılsaymış da o zaman izleseymişim diye düşündüm. Çünkü çiftin kimyası öyle güzel ki seyirciyi içine kolay bir şekilde çekiyor. En son bu tür bir kimya uyumunu Find Me in Your Memory dizisinde bulmuştum. Hey gidi canım dizim. Henüz diziyi izlemediyseniz yorumunu en sona bırakıyorum mutlaka göz atın. İzlediğim dönemde herkese hunharca öneriyordum. Hala da öneriyorum bir şey değişmedi. Sanırım aynısını Run On için yapma vaktim :)
İlk önce biraz karakterler hakkında gevezelik yapmak istiyorum. Sanmayın ki bu yorum kısa sürecek. Asla ne zaman sevdiğim bir şey hakkında kısa konuştuğum görülmüş?
Run On konusunda bahsettiğim gibi ana karakterlerin yanı sıra çevrelerinde bulunan başka bir çiftin etrafında dönen olaylar doğrultusunda ilerleyen bir dizi.
Ana çiftimiz tatlı mı tatlıyken yan çiftimizin çekişmesi bana biraz The Secret Life Of My Secretary'deki Veronika Park'ı hatırlattı. Yüzümde tebessümle izledim. Dan Ah bana Veronika ile aynı enerjiyi verdi ve her ne kadar sert görünmeye çalışsa da çevresindekilerin onun aslında ne demek istediğini anladığı, çekişmeli ilerleyen sahneler çok ama çok keyifliydi.
Her iki çifti izlemek de çok keyifliydi ama ikinci çifti izlemek bana ayrı bir mutluluk verdi. Daha detaylı düşüncelerimi açıklamadan önce size karakterleri tanıtmak istiyorum.
Oh Mi-Joo
Çevirmenlik yapan kendi geçimini kendisi sağlayan bir kadındır. Tek tutkusu film izlemek ve onları çevirmektir. Oh Mi-Joo 'yu oynayan kızımız Shin Se Kyung'u daha önce The Bride of Habaek'de izleyip hem diziden hem oyunculardan tiksinmiştim zira dizi nefretlikti. Yorumlarını okuduğunuzda benim gibi hoşlanmayan birçok kişiye denk gelebilirsiniz. Bu dizide de acaba oyunculuğunu beğenmem mi falan filan derken aslında o dizinin sadece kafamda oyuncuyu yanlış şekillendirdiğini fark ettim. Çünkü o diziye sadece 2 bölüm katlanabilmiştim. Burada öyle olmadığı için çok mutluyum hem oyunculuk hem de dizinin konusu bakımından çok ama çok daha iyiydi. Oyuncuya kolayca ısındım. Karakterinin güçlülüğünü başarılı bir şekilde yansıtmıştı. İşte senaryo seçiminin ne kadar önemli olduğunu iki dizi arasındaki düşünce farkımdan kolaylıkla anlayabiliriz. Bunu bir kenara bırakırsak dizideki stiliste sesleniyorum kızımızı giydirirken o kıyafetleri gerçekten çok aradınız mı? Zira kızın güzelim fiziğini o saçma sapan kıyafetlerle rezil etmişler. Stilistlere de kızgınlığımı dile getirdiysem devam edebiliriz.
Ki Sun-Gyeom
Karşımıza milli atlet olarak çıkıyor. İlk başlarda karakteri çözmek pek kolay değildi benim için. Davranışları ve konuşması gerçek anlamda bana yabancı geldi. Hatta bazı cümleleri öyle üstü kapalı geldi ki ne diyor acaba bu dediğim sahneler oldu. Fakat bu ilk bölümler geçtikten sonra karakterin derinine inince her şey biraz daha netleşiyor kafanızda. Derin bir karakter olarak düşünüldüğünü anlıyorsunuz. Im Si Wan'ı da ilk defa izledim olarak sayıyorum çünkü kendisini Reply 1997'den pek hatırlamıyorum. Oyunculuğunu sevdim bundan sonraki dizilerine de şans veririm diye düşünüyorum.
Gelelim yan karakterlerimize ikisini kısa kısa anlatıp genel olarak dizideki ilişkilerden bahsetmek istiyorum.
Biraz da ana çift hakkında konuşalım. Çifti ben diziden önce sürekli olarak keşfetime düşen dergi çekimleri sayesinde gördüm. Ne kadar uyumlu bir çift kim bunlar sevgili mi? falan derken sonuç beni Run On'a getirdi. İkilinin kimya uyumu reddedemeyeceğimiz kadar iyi. Birbirleriyle iletişimleri, birbirlerini anlama çabalarının yanı sıra kendi yaşamlarını bireysel olarak şekillendirmeleri, yaşadıkları da oldukça güzeldi. Fakat beni en fazla rahatsız eden kısım aralarında geçen çoğu konuşmanın fazla kapalı olmasıydı. İzlerken evet eğlendiğim sahneler çoktu fakat bazı konuşmalar öyle üstü kapalı geldi ki bana bu zamana kadar izlediğim hiçbir dizide başıma bu gelmediği için benimle aynı zamanda izleyen arkadaşımda aynı durumun olup olmadığını sordum ve o da böyle hissettiğini söyledi. Neden böyle bir şey yaptıklarını pek anlamlandıramadım çünkü dizinin konusuna bakıldığında böyle bir şeyin olmayacağı net bir şekilde ilk elden izleyici bilgisi olarak verilebilir. Neyse bunu bir kenara bırakırsa dizini beni hemen içine çekti ve sürekli olarak bölümlerini izlemek istedim. Eğlenceli olmasının yanı sıra biraz da hayat gidişatı konusunda bizi düşündüren yanın olmasını sevdim. Diğer sevdiğim nokta ise izlediğimiz dizi ve filmlerde genelde çevirinin kim tarafından yapıldığını pek önemsemiyoruz. Dizdeki Oh Mi Joo sayesinde artık çevirilerin kimler tarafından yapıldığına dikkat ediyorum. Zira şu sıralar kendim de birkaç şeyin çevirisini yaptığım için bu işlerin az çok ne kadar zor ve zahmetli işler olduğunu anladım. Bana bunun farkındalığını kazandıran bir dizi oldu.
Son olarak severek ve eğlenerek izlediğim bir diziydi tavsiye ederiiim :)
İkili çok tatlı görünüyor gerçekten. İzleyesim geldi. Tanıtım da çok güzel olmuş. :) Aklıma yazdım bu diziyi. :)
YanıtlaSilDuygu Emanet, gerçekten tatlılar. Dizideki uyumlar helee harika! Teşekkür ederim umarım izlediğinde çok seversinn :)
SilKaleminize sağlık:) güzel bir inceleme olmuş...
YanıtlaSilcamdandusler, teşekkür ederim :)
Silİlkay, güzel bir dizi olmasına rağmen ben de çok görmedim. Çıktığı dönem başka dizilerin gölgesinde kalmış biraz maalesef ama geç olsun güç olmasın. Keyifle izlersin umarım :)
YanıtlaSilSakin ve hzuurlu bir dizi gibi görünüyor, yorumuna biaen başlayalım bakalım :)
YanıtlaSilPencereme Konanlar, gerçekten tam bir konfor dizisi. Keyifli izlemeler şimdiden 😊
Sil